Hafızanın Sınırı Kaçtı?
Yüksek tahminlere dayanılarak insan beyninin, 100 ciltlik bir ansiklopedi ezberleyebilecek bir kapasiteye sahip olduğu bilinir. Diğer bir deyiş ile insan beyni 3 adet 3 petabaytlık hafıza birimi kadar büyük bir alana sahiptir. Yani televizyonunuzu 300 yıl açık bırakacak olursanız tüm hafızanız ancak dolardı. Fakat bilindiği gibi, bu olabilecek en üst tahminlerdir ve de çok sayıda bilim insanı beynimizin çalışma biçimi ve de bu sayıların hesaplanma yöntemleri sebebi ile bu sayılara karşıdır. Daha gerçekçi olan tahminler, hafıza kapasitemizin 10- 100 terabayt arasına olmasıdır.
Ama neden bu kadar bilgiye sahip olduğumuzu ya da bu kadar çok bilgiyi depolayabileceğimizi hissedemiyoruz? Neden gördüğümüz, okuduğumuz, deneyimlediğimiz ve de tattığımız her bir olgu ve de olayı hatırlamıyoruz? Neden ansiklopedileri 100 defa da okuyacak olsak da neredeyse hiçbirini tam anlamı ile ve hatta kısmen dahi olsa bile hatırlayamıyoruz? Neden hafıza içerisinde bulunan kesin değer hesaplanamıyor?
Çünkü beynimiz, kapasite anlamında bu alanlara sahip olsa bile, bu esasında bir bilgisayar gibi hedefe yönelik olarak çalışmadığı için, bilgileri otomatik olarak kaydedemez ve de kusursuz bir biçimde saklayamaz. Yani, beynimiz bilgisayara kıyas ile kusurlu bir organdır ve de her şeyi hatırlamayı, istediğimiz bilgileri silip, istediklerimizin yerine yeni bilgileri yazmayı başaramaz. Bunu sadece bunun için tasarlanmış olan bilgisayarlar yapabilir.
Hafızamız Sınırlı Mı?
Fakat çoğu zaman, karşılaştığımız her bir bilgi, kısa bir dönemde hafıza içerisinde çok geçici bir iz bıraktıktan hemen sonra silinir. Bunun sebebi beynimizin aralıksız olan bir kayıt cihazı olmamasıdır. Popüler bilim aslında her şeyin beynimizde depolandığını ama bizim onlara erişemeyeceğimizi ve bunun gibi bilgi ve de bilinç sahtekarları olsa da birçok anının çok kısa bir sürede, tamamı ile silindiği doğrudur.
Anıların oluşum süreci, duygusal olan ilişkiler ile de alakalıdır. Bizlerde daha çok güçlü duygular uyandıran anılar, daha güçlü bir yer ederler. Bu sebep ile, örneğin 10 Ocak 2010 yılında, saat 12.23't ne yaptığınızı uğraşırsanız da hatırlayamazsınız. Sadece sizler için çok özel bir anlamı olan anıları hatırlayabilirsiniz. 3 sene önce, doğum gününüzde veya düğününüzde ne yapmış olduğunuzu ezberlemek adına hiç özel bir çaba sarf etmeden çok daha kolay bir şekilde hatırlayabilirsiniz. Benzer bir şekilde, bir anı ne kadar çok az tekrarlanırsa ve de etkisi ne kadar düşük ise, o kadar kolay unutulur ve de hafızanın o kısmı temizlenmiş ve sıfırlanmış olur.
Yorum Yap
KIZIL GEZEGEN MARS VE BİLİNMEYENLERİ
İlgili Yazılar
KIZIL GEZEGEN MARS VE BİLİNMEYENLERİ
Mars, Güneş Sistemi'nde Dünya'ya en yakın dördüncü gezegendir ve "Kızıl Gezegen" olarak da ...
DUYGULAR VE ORGANLAR ARASINDAKİ İLİŞKİ
İbn-i Sina (veya Avicenna olarak da bilinir), 980-1037 yılları arasında yaşamış İranlı bir ...
VENÜS'ÜN DÜNYA ETRAFINDAKİ TAM DÖNÜŞÜ
Venüs veya Çolpan; Güneş’e en yakın ikinci, sıcaklık bakımından en sıcak gezegendir. Gü...
Fen Bilimleri Kaç Ana Başlıkta İncelenmektedir
Fen bilimleri; insanların maddesel çevresindeki nesneleri ve olayları deneyler, buluşlar v...
Takip Edin
Yakın Zamanda Gönderilenler
