
Nükleer Enerji Santrali Nedir?
Nükleer Enerji Santrali Nedir?
Nükleer Enerji Santrali, tıpkı diğer santral çeşitleri gibi enerji üretimine yarayan hatta diğer santral çeşitlerine oranla daha fazla enerjinin üretildiği santral çeşididir. İnsanoğlunun bitmek bilmeyen ihtiyaçları, doğamız için aslında çok tehlikeli olan nükleer enerji türünün ortaya çıkmasına ve kullanımına neden olmuştur. Artan ihtiyaçlar, daha kısa yoldan daha çok enerji üretimi mantığı ile pek çok yapay ya da doğal enerji kaynağının kullanılmasını zorunlu bir hale getirdiğinden insanoğlu, nükleer enerji kullanmaya başlamıştır. İnsanoğlunun yaptığı yeni ve daha basit ulaşılabilen enerji çalışmaları 1942 yılında sonuç vermiş ve dünya üzerindeki ilk nükleer santral, 1942 yılında ABD'nin Chicago, Illinois kentinde kurulmuştur.
Nükleer Enerji Santrali Özellikleri Nelerdir?
Nükleer Enerji Santrali, kendisini diğer santrallerden ayıran bazı özelliklere sahiptir. Bu özelliklerin başında da sahip olduğu teknoloji ve güvenlik önlemleri sebebiyle diğer santral çeşitlerinden ayrılmaktadır. Nükleer Enerji Santrallerinde özellikle radyoaktif olan maddelerden enerji çeşitleri kullanıldığından dolayı, güvenlik önlemlerini oldukça üst seviyede tutmak en önemli şeylerin başında gelmektedir. Reaktör Koruma, Engelleme Sistemleri, Yakıt Kaplama Sistemi, Reaktör Kabı, Birincil ve ikincil çevreleme sistemleri, çekirdek alıcı sistemi olmak üzere önemli yapılara sahiptir. Bu yapılar, nükleer reaktörün tehlikeli bir evreye geçmesini ve bununla birlikte olası bir nükleer felaketi engellemek amacıyla tasarlanmıştır.

Nükleer Enerji Santrali Nasıl Çalışır?
Nükleer Enerji Santrali, oldukça karmaşık bir çalışma sistemine sahiptir. Reaktörün merkezinde, ham madde olarak uranyum kullanılmaktadır. Uranyumun parçalanmasından sonra ise ortaya oldukça yüksek miktarlarda enerji çıkmaktadır. Uranyum, bu sayede fisyon tepkimesi (atomun iki ya da daha fazla çekirdeğe bölündüğü) tepkimesine girer. Fisyon tepkimesi ile ortaya çıkan çok yüksek miktardaki enerji, su buharının yüksek derecelere kadar ısıtılmasını sağlar. Daha sonra ise oluşan su buharı, elektrik jeneratörü türbinlerine iletilir. İletilen buhar daha sonra türbin şaftını çevirir ve elektrik üretimini sağlar. Oluşan bu mekanik dönme hareketinin sonucunda alternatörlerde de elektrik elde edilir. Alternatörlerin yanında jeneratörde oluşan elektrik de iletim hattı adı verilen iletken teller aracılığı ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan bu ısı enerjisi yani sahip olduğu basınç ve sıcaklığı düşmüş olan buhar, yeniden kullanılmak üzere yoğuşturucularda (kondenser) yoğuşturulup su haline yeniden çevrilmekte ve daha sonra, reaktörün kalbine yeniden gönderilmektedir. Yoğuşturucuda bulunsn su buharının faz değişimini yapabilmek için ise çevrede yer alan deniz, göl, nehir gibi su kaynakları da soğutucu olarak tercih edilmektedir.
Yorum Yap
Veri Analizi Nedir?
KIZIL GEZEGEN MARS VE BİLİNMEYENLERİ
İlgili Yazılar
KIZIL GEZEGEN MARS VE BİLİNMEYENLERİ
Mars, Güneş Sistemi'nde Dünya'ya en yakın dördüncü gezegendir ve "Kızıl Gezegen" olarak da ...
DUYGULAR VE ORGANLAR ARASINDAKİ İLİŞKİ
İbn-i Sina (veya Avicenna olarak da bilinir), 980-1037 yılları arasında yaşamış İranlı bir ...
VENÜS'ÜN DÜNYA ETRAFINDAKİ TAM DÖNÜŞÜ
Venüs veya Çolpan; Güneş’e en yakın ikinci, sıcaklık bakımından en sıcak gezegendir. Gü...
Fen Bilimleri Kaç Ana Başlıkta İncelenmektedir
Fen bilimleri; insanların maddesel çevresindeki nesneleri ve olayları deneyler, buluşlar v...
Takip Edin
Yakın Zamanda Gönderilenler
